İcra İflas Kanunu’nunda düzenlenen Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yoluyla takip özel bir ilamsız icra yolu olarak karşımıza çıkmaktadır. Alacağı TTK’da düzenlenen kambiyo senetlerinden birisine yani poliçe, bono veya çeke dayanan alacaklı Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yoluyla takip yoluna başvurabilir. Alacaklı bu belgeler dışında herhangi bir tahvil, banka, mevduat sertifikası gibi belgelere dayanarak bu yola başvuru gerçekleştirememektedir.
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip prosedürü; alacaklı kişinin kambiyo senedi ve takip talebi ile (yazılı veyahut sözlü olarak) yetkili icra dairesine başvuruda bulunması ile başlar. İcra müdürlüğü tarafından senedin kambiyo senedi olduğu ve vadesinin geldiği tespit edildikten sonra takip talebi de dikkate alınarak ödeme emri (Örnek No 10) düzenlenir ve borçluya hemen bir ödeme emri gönderilir.
İcra müdürünün, İİK. mad. 168/I’deki koşulların gerçekleştiğini görerek, “takip talebi”ni kabul etmesinden sonra bu “takip talebi” doğrultusunda borçluya göndereceği “ödeme emri” (örnek: 10)’a şunlar yazılır (İİK. mad. 168/1-6)
İİK mad. 168 - “İcra müdürü senedin kambiyo senedi olduğunu ve vâdesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir. Bu ödeme emrine şunlar yazılır: 1. Alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, takip talebine yazılması lazım gelen kayıtlar,
2. Borcun ve takip masraflarının on gün içinde ödeme emrinde yazılı olan icra dairesine ait banka hesabına ödenmesi ihtarı,
3. Takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfını haiz değilse, beş gün içinde icra mahkemesine şikâyet etmesi lüzumu,
4. Takip müstenidi kambiyo senedindeki imza kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi; aksi takdirde kambiyo senedindeki imzanın bu fasıl gereğince yapılacak icra takibinde kendisinden sâdır sayılacağı ve imzasını haksız yere inkâr ederse sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm edileceği ve icra mahkemesinden itirazının kabulüne dair bir karar getirmediği takdirde cebri icraya devam olunacağı ihtarı,
5. Borçlu olmadığı veya borcun itfa edildiği veya mehil verildiği veya alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bir dilekçe ile bildirerek icra mahkemesinden itirazın kabulüne dair bir karar getirmediği takdirde cebri icraya devam olunacağı ihtarı,
6. İtiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde on gün içinde 74 üncü maddeye, itiraz edilip de reddedildiği taktirde ise üç gün içinde 75 inci maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik edileceği, mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı ihtarı. 60 ıncı maddenin son iki fıkrası burada da tatbik olunur.”
1- Alacaklının veya vekilinin banka hesap numaraları hariç olmak üzere takip talebindeki kayıtlar
Alacaklının “takip talebi” üzerine, borçluya gönderilecek örnek 10 ödeme emrinin, takip talebindeki kayıtları içermesi gerekir. Takip talebindeki kayıtları içermeyen yani takip talebine uygun düzenlenmemiş ödeme emri, borçlunun şikayeti üzerine icra mahkemesince iptal edilecektir.
"Somut olayda İİK.nun 58/3.maddesi gereğince takip talebinde yabancı para alacağının TL.karşılığı gösterilmiş ise de, İİK.nun 60.maddesine aykırı olarak ödeme emrinde anılan zorunluluk yerine getirilmemiştir. Bu durumda kamu düzenine ilişkin bulunan bu eksiklik nedeniyle mahkemece ödeme emrinin iptaline karar verilmesi isabetli olup, mahkeme kararının bu gerekçe ile onanması gerekirken, ödeme emrinin iptaline dair temyize konu mahkeme kararından sonra 12.5.2009 tarihinde yapılan ve icra müdür kaşe ve imzası ile onaylanan düzeltme sonucunda ödeme emrine harca esas değer olarak yazılan 70.385,70 TL nazara alınarak şikayetin reddi gerektiğine yönelik Dairemiz bozma kararının maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir." (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/33062 E. , 2011/6779 K. 18.04.2011 T.)
"Ödeme emrinin iptalinden sonra yeniden çıkarılan ödeme emri borçluya yeni bir şikayet hakkı verir. İptal edilen ödeme emrinde yabancı para alacağının harca esas değeri gösterilmesine karşın yeniden çıkarılan ödeme emrinde harca esas değeri yazılmamıştır. Ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmesi yasal zorunluluktur. Şikayete konu ödeme emrinde harca esas değer gösterilmediği için ödeme emrinin iptali gerekirken yazılı gerekçe le şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir." (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2015/15583 E. , 2015/26396 K. ,02.11.2015 Tarih.)
2- Borcun ve takip masraflarının on gün içinde ödeme emrinde yazılı olan icra dairesine ait banka hesabına ödenmesi ihtarı
Genel haciz yoluyla takiplerde ödeme emri 7 gün iken kambiyo senetlerine mahsusu haciz yoluyla takiplerde ödeme süresi 10 gündür. Bu hususun borçluya gönderilen Örnek 10 ödeme emrinde açıkça yazılı olması gerekmektedir.
3- Takip konusu yapılan senet, kambiyo senedi niteliğinde değilse, beş günde icra mahkemesine şikayet etmesi gereği
Kambiyo senetlerine ilişkin haciz yolu ile takip sadece kambiyo senetleri (poliçe, bono, çek) için kabul edilmiş olup öncelikle takip talebi üzerine icra müdürünün, takip dayanağı senedin kambiyo senedi olup olmadığını incelemesi gerekirse de borçluya da, kendisine tebliğ edilen ödeme emri üzerine aynı hususu inceleme ve takibe dayanak belge “kambiyo senedi” niteliğini taşımıyorsa beş gün içinde icra mahkemesine şikayette bulunma hakkı tanınmıştır.
“...takibe konu senet kambiyoniteliğini haiz bono olmadığından söz konusu senede dayalı olarak kambiyo takibi yapılamaz....mahkemece, takip dayanağı senedin düzenlenme yerinin idari birim vasfını taşımaması ve bu durumun re'sen gözetilecek hallerden olması nedeniyle, takibe dayanak senedinkambiyosenedi vasfını haiz olmadığının re'sen dikkate alınarak, İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerektiği” (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 13.01.2016 tarih ve 2015/31989 E.-2016/570 K. sayılı ilamı )
"Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçluların icra mahkemesine yaptıkları başvuruda, takibe konu senedin taraflar arasında imzalanan faktoring sözleşmesinin teminatı olarak verildiği ve dolayısıyla kambiyo vasfı taşımaması nedeniyle takibin iptalinin istendiği, mahkemece itirazın reddine karar verildiği görülmektedir.
Borçluların icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir.
HGK'nun 14.3.2001 tarih, 2001/12-233 ve 20.6.2001 tarih, 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir.
Senedin, teminat senedi olduğu iddiası İcra ve İflas Kanunu'nun 169/a maddesi kapsamında borca itirazdır. Aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi uyarınca itirazın kabulü halinde takibin durmasına karar verilir.
Somut olayda, takibe dayanak bononun teminat amacıyla verildiği kanıtlanamamış ise de, alacaklı vekilinin 16.06.2015 tarihli cevap dilekçesinde; “Borçluların vermiş bulunduğu teminat senedinin takibe konulmasında hukuken herhangi bir engel söz konusu değildir. Söz konusu teminat senedi yapılan görüşmeler neticesi ödenmeyince kanuni takibe alınmıştır” şeklindeki beyanı ile senedin teminat senedi olduğuna dair kabulünün bulunduğu görülmektedir.
O halde mahkemece borçluların borca itirazlarının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir." (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi,2016/843 E. , 2016/13973 K. ,11.05.2016 Tarih)
4- Borçlunun, takip konusu kambiyo senedi altındaki imza kendisine ait değilse, beş gün içinde, açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi, aksi taktirde kambiyo senedindeki imzanın bu fasıl gereğince yapılacak icra takibinde kendisine ait sayılacağı ve imzasını haksız yere inkar ederse; sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edileceği ve icra mahkemesinden itirazının kabulüne dair bir karar getirmediği taktirde, cebri icraya devam olunacağı ihtarı
İİK 168. Maddesinin 4 üncü bendinde; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takiplerde imzaya itirazında bulunma şekli düzenlenmiştir. İmzaya itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde açıkça bir dilekçe ile İcra Mahkemesine bildirilmesi gerekmektedir.
"Bölge Adliye Mahkemesince gözetilmiş ise de; öğrenme tarihi olarak usulsüzlüğü ileri sürülmeyen 103 davetiyesi tebliğinin dikkate alınmadığı anlaşılmıştır.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun ödeme emri tebliğinden haberdar olduğu 03.09.2015 tarihinden itibaren 7 günlük süreden çok sonra 17.05.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı usulsüz tebligat şikayetinin, İİK.nun 16/1.maddesi kapsamında 7 günlük hak düşürücü sürede yapılmaması nedeniyle reddi, imzaya itirazın da yasal 5 günlük süreden sonra yapılması nedeniyle süreden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir." (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/13971 E. , 2020/6410 K. 06/07/2020 Tarih.)
"Somut olayda, 01.03.2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ... Tarım Ürünleri Ticaret Limited Şirket müdürü ...’in müdürlükten istifa ettiği, istifasının kabul edildiği, müdürlüğü sona erdiğinden şirketi ilzam yetkisi de sona erdiğine ilişkin kararın ilan edildiği, davacının bononun düzenleme tarihi itibariyle şirket temsilcisi olmadığı görülmüştür. Davacı-borçlunun bonoyu vekaleten imzaladığı iddiası mevcut ise de, kambiyo senedi imzalama yetkisini içeren vekaletname olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı ve böyle bir vekaletname de sunulmadığı görülmektedir.
O halde, şirket temsilcisi olduğunu, kambiyo senedi düzenlemeye yetkili vekil olduğunu ispatlayamayan davacı imzaladığı bonodan şahsen sorumlu olmakla bölge adliye mahkemesince borca itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle itirazın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozulması gerekmiştir." (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2019/6122 E. , 2020/3562 K., 02/06/2020 Tarih.)
5-Borçlunun, “borçlu olmadığı”, “borcun itfa edildiği”, “borcun imhal edildiği (ertelendiği)” ya da “alacağın zamanaşımına uğradığı”na ilişkin itirazlarını, sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bir dilekçe ile bildirerek, icra mahkemesinden “itirazın kabulüne” dair bir karar getirmesi aksi halde, cebri icraya devam olunacağı ihtarı
İİK 168.Maddesinin 5 inci bendinde; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takiplerde borca itiraz sebepleri ve borca itirazda bulunma şekli düzenlenmiştir. Borçlu; borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, borcun ertelendiği yada alacağın zamanaşımına uğradığına ilişkin itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde yazılı bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmelidir.
"Somut olayda, takibe konu bono bedellerinin haricen ödendiği iddia edilmiş olup, borçlunun başvurusu, bu hali ile İİK’nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi’nce; HMK’nun 353/1-b-2 ve 356. maddeleri gereğince, ilk derece mahkemesi kararının, takibin durdurulması yönünde düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, bu hususta karar verilmediği anlaşılmış olmakla, ilk derece mahkemesi kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir." (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2020/3125 E. , 2020/11199 K.,23/12/2020 Tarih.)
"Somut olayda; takip dayanağı bononun üzerinde “teminat senedi” olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmuyor ise de takibin tarafları arasında imzalanan 13.03.2018 tarihli sözleşmede, borçlunun taşınmazını davalı alacaklıya devrettiği, taşınmazı kredi ile satın aldığından ... A.Ş.' ye 190.000,00 TL kredi borcunun bulunduğu ve sözleşme
gereği borcun borçlu tarafından 30/09/2018 tarihinde kapatılacağının belirtildiği,sözleşme tarihi ile senedin düzenlenme tarihinin aynı gün olduğu, sözleşme içeriğinden senet vade tarihi ve miktarının uyumlu olduğu, takibe konu senedin teminat senedi olduğu anlaşılmış olup Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre senet üzerinden anlaşılmayıp ayrı bir sözleşmeye dayalı teminat iddiaları İİK'nun 169. maddesi kapsamında borcaitiraz niteliğinde olup İİK’nun 170/a maddesi kapsamında değerlendirilemez.
O halde İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca muteriz borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, başvurunun İİK’nun 170/a maddesi kapsamında şikayet olarak vasıflandırılarak takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir." (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2020/2852 E. , 2020/10303 K.,08/12/2020 Tarih.)
6-İtiraz edilmediği ve borç da ödenmediği takdirde, on gün içinde 74 üncü maddeye, itiraz edilip de reddedildiği taktirde ise üç gün içinde 75 inci maddeye göre mal beyanında bulunulması, bulunulmazsa “hapiste tazyik” edileceği mal beyanında bulunulmaz ya da hakikata aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı ihtarı.
icra İflas Kanunu’nda kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmadan önce kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde uzman bir avukattan hukuki danışmanlık almak ve süreci bu konuda tecrübeli bir avukat ile takip etmek faydalı olacaktır. Zira sürecin kanuna uygun şekilde yürütülmemesi alacağın tahsil kabiliyetini ortadan kaldırabileceği gibi başkaca hak kayıplarına da sebebiyet verebilecektir.
Bu konuda tecrübeli olan avukatlarımızdan hukuki danışmalık alabilirisiniz. Sorularınız ve detaylı bilgi için bize telefon, whatsapp, mail ve diğer iletişim kanalları üzerinden ulaşabilirsiniz.
Comments