top of page
Kanunların Gözden Geçirilmesi

MAKALELER

NAFAKA DAVALARINDA YETKİLİ MAHKEME NERESİDİR ? 2023

Güncelleme tarihi: 4 Oca 2023



Yargıtay 3. Hukuk Dairesi

2015/15971 E. ,

2016/921 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ


Taraflar arasındaki asıl davada iştirak nafakasının artırılması, karşı davada ise iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:


Y A R G I T A Y K A R A R I


Davacı-karşı davalı dava dilekçesinde;...Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2007/849 Esas- 2007/362 Karar sayılı boşanma ilamıyla müşterek çocuk Eylül Damla'nın velayetinin tarafına bırakıldığını, hüküm altına alınan 500,00 TL iştirak nafakası miktarının aynı mahkemenin 2009/662 Esas- 2011/27 Karar sayılı ilamıyla 350,00 TL'ye indirildiğini, çocuğun eğitim, özel masrafları ve ihtiyaçlarının arttığını, nafakanın yetersiz kaldığını belirterek, iştirak nafakasının aylık 1.700,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir.


Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkilinin ve müşterek çocuğun yerleşim yerinin... olduğunu,...Mahkemesinin yetkili olmadığını, müvekkilinin asgari ücret civarında kazancının bulunduğunu, borçlarının olduğunu, davacının müşterek çocukla ilgilenmediğini, mevcut nafakayı dahi ödeyecek gücünün bulunmadığını belirterek, asıl davanın reddine ve iştirak nafakasının kaldırılmasına, aksi halde 100,00 TL olarak belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.


Mahkemece; nafaka davalarında yetkili mahkemenin küçüğün ikametgahı mahkemesi olduğu, müşterek çocuğun ikametgahının dava tarihinden sonra ...ilçesine alındığı gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine, karar kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın yetkili ve görevli... Asliye(Aile) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.


Asıl dava iştirak nafakasının artırılması, karşı dava ise iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılmasına ilişkindir.


6100 sayılı HMK'nunda genel yetkili mahkeme 6.madde de düzenlenmiştir. Buna göre; ''Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.''

Ayrıca; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 177. maddesinde ise nafaka davalarında yetkili olan mahkeme düzenlenmiştir. Buna göre; "Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.


Bu düzenleme ile, genellikle ekonomik ve mali açıdan güçsüz durumda olan nafaka alacaklılarının; nafaka yükümlüsünün (davalının) bulunduğu yer mahkemelerinde masraf yapıp, gelerek dava açmaları ve bu suretle mağdur olmaları önlenmek istenmiştir. Burada zayıfı korumak amacı ile genel yetki hükmü getirilmiş ve seçimlik hak tanınmış bulunmaktadır. Nafaka alacaklısı (davacı) isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilecek, isterlerse davalının ikametgahı mahkemesinde (HUMK 9.madde - HMK 6.madde gereğince) dava açabileceklerdir.


Dosyanın incelenmesinde; nafaka alacaklısı davacı kadının dava dilekçesinde Aziziye Mahallesi ...adresini bildirerek dava açtığı, dosya içerisinde bulunan davacıya ait nüfus kayıt örneğinde de aynı adresin kayıtlı bulunduğu, böylelikle davanın yetkili nafaka alacaklısı davacının yerleşim yeri mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır.


Ayrıca; karşı dava, asıl dava ile birlikte incelenip karara bağlanır. Asıl dava ile karşı davadan birinde yapılan usul işlemleri her iki dava içinde geçerlidir ve taraf delilleri birlikte incelenir.

O halde; nafaka alacaklısı davacının kendi yerleşim yerinde dava açtığı ve mahkemenin yetkili olduğu görülmekle; işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.


SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Yalçıner & Erol Hukuk ve Danışmanlık Bürosu olarak nafaka ve Aile hukuku alanında Türkiye'nin her yerinde müvekkillerimize hukuki destek sağlamaktayız. Bu konuda tecrübeli olan avukatlarımızdan hukuki danışmalık alabilir, sorularınız ve detaylı bilgi için bize telefon, whatsapp, e-posta ve diğer iletişim kanalları üzerinden ulaşabilirsiniz.

3.553 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page