Yargıtay 4. Hukuk Dairesi
2019/2147 E. ,
2019/4494 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/10/2015 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tespiti ve tescilinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/04/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, araç mülkiyetinin tespit ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davacının oto kiralama işi yaptığını, kendi adına kayıtlı aracını, dava dışı ... isimli kişiye kiraladığını, süre sonunda aracın teslim edilmediğini, emniyete yapılan şikayet sonucunda aracın davacı adına sahte olarak düzenlenen satış vekaletnamesi ile davalıya satıldığını öğrendiğini, davacının, davalı ile noterde herhangi bir sözleşme yapmadığını, bu satışın gerçek satış olmadığını, aracın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti ve adına tescili ile satış sözleşmesinin iptalini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkiline dava konusu aracın satışını yapan kişinin, dava dışı üçüncü kişi olan ... olduğunu, satış bedeli olarak bu kişiye 20.600,00 TL ödendiğini, satışın sahte kimlikle yapılmasından ötürü satış sözleşmesinin mutlak butlanla geçersiz olduğunu, çalıntı olduğu gerekçesiyle araca el konulduğunu, asıl mağdur olanın müvekkili olduğunu belirterek davanın gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile ... plakalı aracın davalıya satışına ilişkin işlemin iptali ile davacı adına tesciline dair verilen 01/03/2016 tarihli ilk karar, Dairemizin 17/05/2018 gün ve 2016/6001 esas, 2018/4268 karar sayılı ilamı ile “Davaya konu araç davacıya ait iken; dava dışı üçüncü kişi olan ...’e kiraya verilerek malikinin elinden rızası ile çıktığı ve davalının emin sıfatıyla zilyed olan bu üçüncü kişiden satış yoluyla iktisap ettiği hususu sabittir. Bu durumda aracı satın alan davalının kötüniyetli olup olmadığı hususu üzerinde durulmadan eksik araştırmaya dayalı yazılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak verilen 04/04/2019 tarihli ikinci kararda; davalının kötü niyetli olduğu ve dava dışı satıcı ile birlikte hareket ederek davacıyı zarara uğratmak istediği yönünde bir delil bulunmadığı bu nedenle davalının iyi niyetli olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile;... plaka sayılı Ford Focus Cold marka 2008 model aracın bedeli olarak noter sözleşmesinde belirlenen 19.000,00 TL bedel davalıya ödenmek kaydı ile aracın davacıya ait olduğunun tespitine, tescil talebi idari mahiyette olmakla bu yöne ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 3. maddesinde, Kanunun iyiniyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığı olduğu; ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyiniyet iddiasında bulunamayacağı, aynı Kanunun 988. maddesinde bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı aynî hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunacağı, 989. maddesinde ise taşınırı çalınan, kaybolan ya da iradesi dışında başka herhangi bir şekilde elinden çıkan zilyedin, o şeyi elinde bulunduran herkese karşı beş yıl içinde taşınır davası açabileceği; bu taşınır, açık artırmadan veya pazardan ya da benzeri eşya satanlardan iyiniyetle edinilmiş ise; iyiniyetli birinci ve sonraki edinenlere karşı taşınır davası, ancak ödenen bedelin geri verilmesi koşuluyla açılabileceği, diğer konularda iyiniyetli zilyedin haklarına ilişkin hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından; davalının mesleğinin galericilik olduğu, bir aracın alım satım fiyatını bilebilecek düzeyde olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu aracın KASKO değerinin 29.800 TL, alım satım piyasa bedelinin mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre ortalama 30.250 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu aracın 19.000 TL’ye davalı tarafından satın alındığı gözetildiğinde ise Türk Medeni Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davalının kendisinden beklenen özeni göstermediği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalının iyi niyetli olduğundan söz etmek mümkün değildir.
Şu durumda Türk Medeni Kanunun 988. maddesi uyarınca kötü niyetli olan davalının mülkiyeti korunmaz. Davanın bu şekli ile kabulü gerekirken davalının iyi niyetli olduğu benimsenerek bu olayda uygulanması mümkün bulunmayan Türk Medeni Kanunun 989. maddesinin 2. fıkrası kapsamında hüküm kurulmuş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Comments