top of page
Kanunların Gözden Geçirilmesi

MAKALELER

İŞÇİNİN HAK KAZANDIĞI ÜCRET VE TAZMİNATLARDAN İŞVERENİN TEK TARAFLI İŞLEMİ İLE KESİNTİ YAPILAMAZ



Yargıtay 9. Hukuk Dairesi

2018/3621 E. ,

2018/12259 K.


"ÖZET: İşçinin hak kazandığı ücret ve tazminatlardan işverenin tek taraflı işlemi ile kesinti yapılamaz."



"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı-karşı davalı vekili, davalı-karşı davacı vekili ve birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: YARGITAY KARARI A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı-karşı davalı vekili, davalı ... ve ...'in davacı ... Tarım Kredi Kooperatifinde çalıştıkları sırada gerek görevi kötüye kullanarak gerekse de görevi ihmal ederek kooperatifi zarara uğrattıklarını, Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği müfettişinin 01/02/...-1 tarih ve numaralı idari soruşturma raporu ... Tarım Kredi Kooperatifini zarara uğrattıklarının tespit edilmiş olduğunu ileri sürerek, kurum zararının davalılardan tahsilini istemiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı-karşı davacı ... vekili, müvekkili kooperatifin davada taraf olma ehliyetinin olmadığını, Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürlüğü'nün taraf olması gerektiğini, davanın yetki ve husumet yönünden reddi gerektiğini savunarak müvekkilinin davalı kooperatifte müdür olarak İş Yasasına göre çalışmakta iken davalının bağlı bulunduğu Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliğinin 05.09.2007 tarihli İnsan Kaynakları Servisinin ... sayılı yazıları uyarınca 07.09.2007 tarihinden itibaren emekliye sevk edildiğini, müvekkiline ekli belge uyarınca 43.263,87 YTL kıdem tazminatı ve ayrıca izin yardımı ile ihbar tazminatı ödeneceği belirtilmesine rağmen bunların ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/229 sayılı davasında belirtildiği üzere bunlardan 16.000,00 TL'sinin kesilerek müvekkile toplam kıdem tazminatı, izin ücreti ve ihbar tazminatı olarak 34.160,00 TL ödendiğini, davalının daha önce ... Tarım Kredi Kooperatifinde müdür olarak kusuru nedeniyle zarara uğradığının iddiası ile yaklaşık 16.000,00 TL'yi kestiğini, müvekkilinden haksız olarak 16.000,00 TL kıdem tazminatı kesildiğini ileri sürerek, haksız yapılan kesintinin davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı ... Tarım Kredi Kooperatifi ortaklarının kooperatife borçlarının olmadığı halde, kendilerine borç ihbarı gönderilmesi üzerine bunun şikayet konusu edilmesiyle birlikte kooperatifte hem adli hem de kurum soruşturmasının başlatıldığı, Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Başmüfettişi'nin raporuna göre kooperatifin muhasebecisi olan davalı ...'in, 12.12.2003-04.03.2005 tarihleri arasında kooperatifin ... üç ortağı üzerine sahte kredi genel sözleşmesi, kredi borç senedi ve diğer belgeleri, imzalar taklit edilmek suretiyle düzenleyerek toplamda 27.526,60 TL tutarında çeşitli mal ve parayı zimmetine geçirdiği, tarımsal faaliyetle iştigal etmeyen, ortaklık şartları taşımayan eşi ...'i, kooperatif ortağı yaparak, kendisine üst limitten kredi kullandırdığı, yeterli ipotek ve kefil olmadan kullandırılan bu kredinin miktarının 10.068,50 TL olduğu, bu miktarın 9.848,95 TL'sinin müdür olan davalı-davacı ... tarafından ödendiği, bahse konu işlemlerin genellikle kooperatif müdürü ...'nin izinli olduğu zamanlarda yapıldığı, söz konusu eylem dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturma neticesinde ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2008/163 esas 2011/193 karar sayılı ilamında davalı ...'in TCK'nın 247. maddesine göre, davalı...'nin TCK'nın 251. maddesine göre cezalandırılmalarına karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçtiği, davalı ... açısından yerel mahkemece verilen kararın onandığı, davalı ... açısından verilen kararın zamanaşımından düşürülmesine karar verildiği gerekçesiyle, kooperatif zararının toplamda 12.063,50 TL olduğu, davalı ...'nin ...'e ait borcun 9.848,95 TL'sini ödemiş olduğu, davacı ...'den söz konusu olay dolayısıyla yapılan soruşturmalardan ötürü kıdem tazminatından 16.000,00 TL kesinti yapıldığı belirlenmekle davacı kooperatifin 12.063,50 TL'sinin davalılardan ...'den tahsiline, davalı ... açısından açılan davanın ...'in yapmış olduğu eylemi ikrar etmesinden ve ... açısından açılan ceza davasının düşürülmesine karar verilmesinden reddine karar verilmiş, davalı-karşı davacı ...'nin kooperatif zararı olarak ödemiş olduğu 9.848,95 TL'nin davalı kooperatiften tahsiline ve davalı hakkında yapılan soruşturmalar neticesinde ödenmesi gereken kıdem tazminatından yapılan 16.000,00TL kesintinin davacı işçiye iadesine karar verilmiştir.

D) Temyiz: Kararı davacı-karşı davalı ...Tarım Kredi Kooperatifi vekili, davalı-karşı davacı ... vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Asıl davada davacı ... Tarım Kredi Kooperatifi, davalılar ... ile ...’un kooperatifte çalıştıkları sırada görevlerini kötüye kullanarak kurumu zarara uğrattıklarını iddia ederek söz konusu zararın davalılardan tahsili istemiştir.

Dosya içeriğine göre, davalı ... 11.07.2003-19.08.2005 tarihleri arasında 1417 sayılı ... Tarım Kredi Kooperatifinde müdür olarak, diğer davalı ... ise 20.10.2003-28.03.2005 tarihleri arasında aynı kooperatifin muhasebecisi olarak çalışmıştır. Davalılar ... ve ... hakkında ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı, davalı ...’in görevi kötüye kullanma ve denetim görevinin ihmali suçları nedeniyle cezalandırılmasının istendiği, açılan kamu davasında davalı ...’in eylemlerinin kül halinde denetim görevinin ihmali suretiyle zimmet suçuna sebebiyet vermek suçunu oluşturduğu gerekçesiyle ... hakkında mahkumiyet kararı verildiği, diğer davalı ... hakkında ise zimmet suçundan mahkumiyetine kararı verildiği görülmüş, temyiz incelemesi neticesinde ise Yargıtay 5. Ceza Dairesince, davalı ...’in üzerine atılı denetim görevini ihmal ederek zimmete sebep olmak suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle son suç tarihi olarak kabul edilen 04/03/2005 ile inceleme günü arasında zamanaşımı süreleri gerçekleştiğinden ... hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği, davalı ... hakkında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün ise onandığı anlaşılmıştır.

Öncelikle Ceza hukuku ve Medeni Hukuk arasındaki ilişkide Türk Borçlar Kanununun 74. maddesinin değerlendirilmesi gerekir (Eski Borçlar Kanunu Mad. 53). Maddeye göre "Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz" şeklinde düzenlenmiş ve kural olarak bağımsızlık ilkesi benimsenmiştir”.

Düzenlemeye göre hukuk hakimi kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değildir. Ancak; aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak yapılan maddi olgular ile bağlıdır. Hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararındaki maddi olgularla bağlılığının ölçüsü; beraat kararında suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin olarak delilleriyle tespit edilip edilmediği olmalıdır. Yasadaki açık düzenleme, yerleşen yargısal uygulama ve bilimsel görüşler karşısında; kusurun ve zarar miktarının takdiri hususundaki kararın, diğer söyleyişle fiilin işlendiği sabit olduğu halde kusurluluğa ya da kusursuzluğa ilişkin saptamanın tek başına Hukuk Hakimini bağlayacağını kabule olanak bulunmamaktadır.

Bu maddi ve hukuki olgulara göre, davalı ...’in denetim görevinin ihmali suretiyle zimmet suçuna sebebiyet vermek suçunu işlediği ceza mahkemesi kararı ile sabit olup, suçun unsurlarını tespit ederek maddi olguları somutlaştıran ceza mahkemesi kararının temyiz incelemesinde kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesi ...’in kurum zararına ilişkin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Ceza mahkemesi kararındaki maddi vakıa tespiti ile sabit olduğu üzere davalı ..., ihmali davranışları ile haksız eylemden diğer davalı ... ile birlikte müşteren ve müteselsilen sorumludur. Buna göre, kurum zararından davalı ...’in sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle yanılgılı değerlendirme ile anılan davalı yönünden asıl davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.

Öte yandan, asıl dava ile bağlantılı olarak açılan karşı davada davacı ..., kusurunun bulunmadığı kurum zararı nedeniyle kendisine 27.12.2005 tarihinde haksız olarak ödettirilen 9.848,95 TL’nin davalı ... Tarım Kredi Kooperatifi’nden tahsilini istemiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, davacı ...’in denetim görevinin ihmal ederek zimmet suçuna sebebiyet verdiği ve kooperatifin muhasebecisi ... ile birlikte kurumu zarara uğrattığı ceza yargılamasında maddi vakıa olarak sabit hale gelmiştir. O halde, haksız eyleme diğer işçi ile birlikte kusurlu olarak sebebiyet veren davacı ...’in açtığı karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ödenen bir kısım kurum zararının davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesi isabetsizdir.

3-Asıl davada; dava dilekçesinde davacı ... Tarım Kredi Kooperatifi, 17.000 TL’lik kurum zararının davalı işçiler ... ve ...’dan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de talebini artırmıştır.

Dosyada mevcut 01.02.2006 tarihli idari soruşturma raporunda kurum zararının 29.458.45 TL olduğu belirlenmiş, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/163 Esas ve 2011/193 Karar sayılı kararı ile de “34.896.60 TL kooperatif parasının mal edinildiği, geri ödemelerden sonra sanığın zimmetinde kalan tutarın 29.458.45 TL olduğu, kovuşturma aşamasında dahi bu bedelin geri ödenmediği” tespit edilmiştir. Ceza hâkiminin zararın belirlenmesine ilişkin kararı hukuk hâkimini bağlamaz ise de, somut uyuşmazlıkta hukuk yargılamasında kurum zararının toplamda 12.063,50 TL olduğunun kabul edilmesi ile kurumun uğradığı zararın miktarı yönünden çelişki ortaya çıkmış olup, karar gerekçesinde de mevcut çelişkinin nedenleri açıklanmamıştır. Mahkemece konusunda uzman bilirkişi heyetinden alınacak bilirkişi raporu ile zarar miktarındaki mevcut çelişki giderildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

4-Birleşen davada davacı ..., kurumdan ayrıldığı sırada kıdem tazminatından 16.000,00 TL kesinti yapıldığını iddia ederek bu miktarın davalı ...’nden tahsilini talep etmiştir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 62. maddesi uyarınca “Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz”. Dairemizin yerleşik içtihadı uyarınca 6098 sayılı TBK.’nun 407/2 maddesi uyarınca işçinin rızası dışında veya yargı kararı olmaksızın ücretinden kesinti yapılamaz.

Somut uyuşmazlıkta; davacı işçinin en son davalı Kooperatifte çalıştığı, 07.09.2007 tarihinde davalı tarafından davacının iş akdinin feshedildiği, davacı işçinin iş akdinin sona eriş şekli itibariyle kıdem tazminatına hak kazandığının taraflar arasında tartışmasız olduğu, davalı kooperatifin kıdem tazminatını net 43.263,87 TL olarak hesaplayıp kurum zararı nedeniyle hesaplamadan 9.100,00 TL kesinti yaparak 10.10.2007 tarihinde 34.163,87 TL kıdem tazminatını davacı işçiye ödediği anlaşılmıştır.

Kıdem tazminatından yapılan kesinti konusunda ortada bir mahkeme kararı bulunmadığı gibi davacı işçinin rızası da mevcut değildir. Buna göre, davalı kooperatifin kıdem tazminatından yaptığı tek taraflı kesintinin yasal dayanağı yoktur. Mahkemece kıdem tazminatından yapılan kesintinin davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesi yerinde ise de dosya içeriğine göre kıdem tazminatından yapılan kesinti 9.100,00 TL olmasına karşın, hatalı değerlendirme ile 16.000,00 TL kıdem tazminatının davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesi isabetsizdir.

Diğer taraftan, ceza yargılamasında kurum zararından davacının sorumluluğunun bulunduğu sabit hale gelmiş, hukuk yargılamasında ise davalı kooperatif birleşen davaya karşı sunduğu cevap dilekçesi ile takas-mahsup talebinde bulunmuştur. Mahkemece, meydana gelen kurum zararının tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmesinden sonra davalı kooperatifin takas-mahsup def’i de değerlendirilerek bir sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 31.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu konuda tecrübeli olan avukatlarımızdan hukuki danışmalık alabilir, sorularınız ve detaylı bilgi için bize telefon, whatsapp, mail ve diğer iletişim kanalları üzerinden ulaşabilirsiniz.

201 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page