GENEL OLARAK
İşçi ve işveren arasındaki hukuki ilişki yazılı veyahut sözlü olarak yapılan iş sözleşmesi ile başlamakta ve çeşitli sebeplerle sona ermektedir. İşçi ve işveren arasında kurulan iş akdinin işveren tarafından haklı veya geçerli bir sebebe dayanılmaksızın sona erdirilmesi halinde kanun işçiye birtakım haklar sağlamıştır. Bu haklardan biri de işe iade davası olup 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 20. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
"İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir. Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilir. Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi hâlinde ret kararı taraflara resen tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilir.
Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
(Değişik üçüncü fıkra: 12/10/2017-7036/11 md.) Dava ivedilikle sonuçlandırılır. Mahkemece verilen karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde, bölge adliye mahkemesi ivedilikle ve kesin olarak karar verir. "
Bu davanın sonucunda mahkemenin feshin geçersizliği ile işçinin işe iadesine karar vermesi halinde işçinin başvurusu üzerine işveren işçiyi işe başlatabileceği gibi ; işe başlatmayıp şartlarını yerine getirerek iş akdini sonlandırabilecektir.
İŞE İADE DAVASI ŞARTLARI
İşe iade davası açmak ve iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için aşağıda yazılı şartların bir arada bulunması gerekmektedir:
İşçi işyerinde en az 6 ay çalışılmış olmalıdır.
Altı aylık kıdemin hesabında işçinin, işverenin tüm işyerlerinde çalıştığı süreler toplanarak hesaplanmalıdır.
İş yerinde fesih tarihi itibarıyla en az 30 işçi çalışıyor olmalıdır.
30 işçi hesabında işverenin aynı iş kolundaki farklı işyerlerinde çalışan işçiler de dikkate alınır.
Ayrıca bu hesaplama yapılırken belirli – belirsiz süreli, kısmi – tam süreli, mevsimlik – daimi işçiler de dahil edilir. Ancak çırak, stajyer ve mesleki öğrenim gören öğrenciler bu hesaplamaya dahil edilmez.
İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekillerinden biri olunmamalıdır.
İşçi iş kanunu kapsamında çalışıyor olmalıdır.
İşçinin işe iade davası açabilmesi için İş Kanunu kapsamında işçi olarak çalışıyor olması gerekmektedir.
İşçi belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışıyor olmalıdır.
Kural olarak işçi belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışıyor ise belirtilen sürenin sona ermesi halinde iş ilişkisi kendiliğinden sona ereceğinden işçinin işe iade davası açma hakkı bulunmamaktadır.
İş akdinin işverence feshi geçerli veya haklı bir nedene dayanmamalıdır.
İşe iade davası açmak ve sonucunda işe iadeye karar verilmesini sağlamak için iş akdi işveren tarafından geçerli veya haklı nedenle feshedilmemiş olmalıdır.
İş akdinin feshi son çare olmalıdır.
İş akdinin feshinin geçerli olduğunu iddia eden işveren bu feshin son çare olduğunu da ispat etmelidir.
Hak düşürücü sürenin geçmemiş olması
İşçinin fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde yasal süreci başlatmış olması gerekmektedir.
İŞE İADE DAVALARINDA İSPAT YÜKÜ KİMDEDİR?
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 20. Maddesine göre Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
İŞE İADE ARABULUCULUK
İş Mahkemeleri Kanunu madde 3/1 uyarınca, 01/01/2018 tarihinden itibaren, işe iade davaları açabilmek için öncelikle arabulucuya başvurulması olması zorunlu hale getirilmiştir. İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir.
İŞE İADE DAVALARINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME NERESİDİR?
İşe iade davalarında görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. İş Mahkemelerinin olmadığı yerlerde ise işe iade davası, İş Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülecektir. Yetkili mahkemenin belirlenmesinde ise 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen genel yetki kuralı geçerlidir. Bu durumda yetkili mahkeme davalının ikametgahı, yani davalı şirketin bağlı bulunduğu yer mahkemesi veya işçinin işini yaptığı yer mahkemesidir.
İŞE İADE DAVASI İLE TALEP EDİLECEK DİĞER KALEMLER NELERDİR?
İşe iade davası ikame eden işçinin öncelikli amacı iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespitini ve işe iadesini sağlamaktır. Bu sebeple işe iade davaları tespit davası niteliğindedir. İşçi bunun yanında işveren tarafından işe başlatılmaması halinde 4 aydan 8 aya kadar ücreti tutarında işe başlatmama tazminatı talep edebilir. Mahkeme burada işçinin kıdemini dikkate alarak tazminat miktarını belirleyecektir. Talep edilecek son kalem ise boşta geçen süre ücretidir. Mahkeme davacının işe iade davası lehine sonuçlanması halinde işe başlatılıp başlatılmamasına bağlı olmaksızın 4 aya kadar boşta geçen süre ücretine hükmedebilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken boşta geçen sürede davacının başka bir yerde çalışması halinde bu sürenin belirlenmesi ve gerçek boşta geçen süre ücretinin ödenmesi gerektiğidir.
댓글