Yargıtay 15. Hukuk Dairesi
2019/2270 E. ,
2019/4153 K.
"ÖZET:Eser sözleşmesinden doğan edimlerin yerine getirilmemiş olmasından dolayı manevi tazminat istenemez."
"İçtihat Metni"
Mahkemesi:Tüketici Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinin ayıplı ifası nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazminine ilişkin olup, yerel mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davalı yüklenici vekilince temyiz edilmiştir. Davacı iş sahibi, davalının 14.10.2010 günlü ... Merkezi Hizmet Sözleşmesi''ne göre evine kurduğu güvenlik sistemi gereği gibi çalışmadığı için alarmın kısık olması nedeniyle 13.04.2011 tarihinde evinde meydana gelen hırsızlık sonucu uğradığı 10.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi zararının tazminini istemiş; 18.09.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 44.000,00 TL arttırarak toplam 54.000,00 TL'ye çıkarmış; neticede 54.000,00 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, alarm sisteminin gereği gibi çalışmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kurulumunu yaptığı güvenlik sistemine bağlı alarm haber alma, merkezinin gerçekleşen hırsızlık olayının hemen sonrasında devreye girdiğini ve olayda kusurunun olmadığını, davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece alınan bilirkişi raporları ve toplanan delillere göre davalının gerekli tedbirleri almayarak ve kurduğu güvenlik sistemi ile ilgili gerekli denetimleri yapmayarak hırsızlık olayının meydana gelmesinde ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne ve 52.730,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı yüklenici vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi gereğince kişisel hakları (çıkarları) hâleldar olan kimse manevi tazminat isteyebilir. Böyle bir kimseye bir miktar para ödenmesi ruhsal acılarını kısmen de olsa giderme amacına yöneliktir. Malvarlığına yönelik bir eylem TBK 58. maddesi anlamında doğrudan kişisel hakları ihlal eden bir eylem niteliğinde değildir.TMK'nın 24. maddesinde belirtilen esas kurala göre kişisel çıkarları haksız tecavüze uğrayan kimse ancak yasanın gösterdiği hallerde manevi tazminat isteyebilir. TBK'nın 58. maddesi de TMK'nın 24. maddesini doğrulamaktadır. Kişisel hakların zarar görmesi sözleriyle kişinin kişiliğe ilişkin olan hakları, diğer bir deyimle kişisel varlığı amaçlanmıştır.Kişisel hakları, kişinin kendi hür ve bağımsız varlık bütünlüğünü sağlar. Bu hak insanın doğumu ile kazanılan ve kişiliğe bağlı olan bir haktır. Hayat, beden ve ruh tamlığı, vicdan, din, düşünce ve ekonomik çalışma özgürlüğü, şeref, haysiyet ve itibar, ün, ad, sır ve resim hep kişisel varlıklardır. Şu halde Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi hükmünce manevi tazminata hükmedilebilmesi ve kişisel yararların hâleldar olması ön şart olarak aranmakta, bu hüküm mal varlığına ilişkin zarar halini kapsamamaktadır. Gerçi mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü TBK'nın 58. ve MK'nın 24. maddesinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir.Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; açılan davada, davalının eser sözleşmesinden doğan edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle manevi tazminat istenmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki temel ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Manevi tazminata konu edilen eylem, malvarlığına yönelik olup, davacı iş sahibi yararına manevi tazminatın tayini için gerekli yasal koşullar oluşmamıştır. Tüm bu nedenlerle davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulü doğru olmamış, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 136,00 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davalıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Comments